Trafik kazaları çoğu zaman organ ve uzuv yaralanmaları ya da kayıplarıyla sonuçlana bileceği gibi bazı durumlarda da ölümle sonuçlanabilir. Sakatlanma durumunda kişinin kendisi; ölüm halinde ise ölen kişinin desteğinden mahrum kalan kişilerin zararının giderilmesi için tazminat davası açılması gerekmektedir.
Trafik kazası sonucunda yaralanan kişinin 2 türlü maddi tazminat hakkı söz konusu olmaktadır.
Geçici İş Göremezlik ( çalışılamayan süre);
Ölümlü Trafik Kazası Tazminat : Trafik kazası geçiren kişinin bir organını kaybetmesi veya işlevinde azalma olması nedeniyle oluşan sakatlıktır. Kişinin sakatlık oranına göre oluşan iş ve güç kaybına göre zararını talep etme hakkı bulunmaktadır.
Trafik kazası sonucunda sakatlanan kişinin sakatlık oranı, kusur, yaş ve gelir durumuna göre yapılacak aktüer hesaba göre alacağı tazminata daimi maluliyet ( sakatlık tazminatı ) denir.
Borçlar Kanunu 54.maddesine göre “Bedensel zarara uğrayan kimse büsbütün veya kısmen çalışamamasından ve ilerde ekonomik yönden uğrayacağı yoksunluktan kaynaklanan zarar ve ziyanını isteyebilir”
Trafik kazasında felç olan veya uzuv kaybına uğrayanların birçok hakkı bulunmaktadır. Durumları daha ciddi olduğundan sahip oldukları hak ve tazminatlara özen gösterilmeli ve hak kaybına yol açılmamalıdır.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ( Trafik Sigortası)
Sigorta ettirenin, üçüncü kişilere verdiği zararları karşılamak üzere hem üçüncü kişileri hem de sigorta ettireni koruma amacıyla oluşturulmuş bir zarar sigortası türüdür. İşletenlerin Karayolları Trafik Kanunu ( KTK) 85. maddesindeki sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortasını yapmaları zorunludur. Zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmayan araçların trafiğe çıkması yasaktır.
Motorlu bir aracın karayollarında işletilmesi sırasında, bir kimsenin zarara uğramasına neden olunması durumunda, o aracı işletenin üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli sınırlar içinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan sorumluluk sigortası türüne Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, ya da kısa adıyla Trafik Sigortası denilmektedir.
Trafik Sigortası üçüncü kişilerin oluşan zararını karşıladığı için ruhsat sahibinin trafik kazası nedeniyle sakatlığı oluşması halinde talepte bulunma hakkı yoktur.
Trafik kazası nedeniyle vücut bütünlüğü zarara uğrayan kişilerin oluşan bu zararı trafik sigortasından karşılanmaktadır.
Trafik sigortası oluşan zararı araç sürücüsünün “kusuru” oranında karşılamaktadır.
Aracın trafik sigortasının olmaması veya kazaya sebebiyet veren aracın tespit edilmemesi halinde tazminat Güvence Hesabından tahsil edilmektedir.
Ölümlü trafik kazası ortaya geldiği vakit, şayet ölmüş bireyin desteği ile hayatını devam ettiren bireyler varsa, bu bireylere ‘Destekten Yoksun Kalma’ tazminatı ödenmektedir. Sosyal açıdan epey mühim bir ilerleme olan bu tazminat yardımıyla, ölmüş bireyin gerisinde kalanlar, en azından parasal yönden problem yaşamayacaklardır.
Daha fazla bilgi almak için lütfen 0507 466 30 63 nolu numaradan aramak veya GERİ ARA İSTEĞİ göndermektir.
Hukukçularımız sizinle en kısa sürede irtibata geçecektir.
Bedensel zararlarda da, haksız eylem sonucu beden gücü eksilen kişinin kazançlarında bir azalma olmasa bile aynı kazancı elde ederken sakatlığı oranında daha fazla güç (efor) harcayacak olması tazminat isteminin haklı nedeni kabul olunmuş; böylece kalıplaşmış kazanç kaybı anlayışının yerini “güç kaybı” anlayışı almış; buna “güç kaybı tazminatı” denilmiştir.
Güç kaybı tazminatı anlayışı çerçevesinde, kişilerin bir işleri ve kazançları olmasa bile, örneğin yaşlı ve emekliye ayrılmış kişiler, günlük yaşamlarını sürdürürlerken, ev kadınları ev hizmetlerini yaparlarken sakatlıkları oranında zorlanacak olmaları nedeniyle tazminat isteme hakları bulunduğu kabul olunmuştur. Bu konuda bir adım daha gidilerek, küçük yaşta sakat bırakılan çocukların günlük yaşamlarını sürdürürlerken, okullarına gidip gelirlerken sakatlıkları oranında zorluk çekecekleri dikkate alınarak, onların tazminatının da bulundukları yaştan (olay tarihinden) hesaplanması gerekmektedir.
Yargıtay’ın iş kazalarını inceleyen Özel Dairesi, önceleri pasif dönem zararının hesaplanmayacağı görüşünü benimsemiş iken, bu yanlışından dönerek, “işçi yaşlılık aylığını elde etmek için sakatlığı oranında fazla güç (efor) sarfedeceğinden pasif dönem zararının da hesaplanması gerektiği” yönünde kararlar vermeye başlamıştır.